A1 YETKİ BELGESİNDE PİŞMANIZ..! B2 YETKİ BELGESİNDE HORMONLU BÜYÜME..!TOFED’in düzenlediği panelde konuşan Yrd. Doç. Dr. Kemal Karayormuk: “Sektör için en büyük tehdit özel araç kullanımının artmasıdır” Afyon Kocatepe Üniversitesi Sultandağı Meslek Yüksek Okulu Müdürü ve Otobüs Kaptanlığı Bölüm Başkanı, Yrd. Doç. Dr. Kemal Karayormuk, TOFED tarafından fuarın ilk gününde düzenlenen “Sektöre genel bakış; sektörde yaşanan sıkıntılar, problemler ve çözüm önerileri. Sektördeki aile firmalarının dünü ve bugünü” konulu panelde bir sunum yaptı. Karayormuk sunumunda karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün önündeki fırsatları, tehditleri, zayıflıklarla sorunları akademik bir bakışla değerlendirdi. Kara Ulaştırması Daire Müdürü Yaşar Asiler, TOFED Genel Başkanı Mehmet Erdoğan, Genel Başkan Yardımcıları Bertan Söğüt, Ethem Ateş ve Ali Çıkkan, Genel Sekreter Mevlüt İlgin ile yönetim kurulu üyeleri ve üye derneklerin başkan ve yöneticilerinin de hazır bulunduğu toplantıya TOF Genel Sekreteri Nusret Ertürk ile İktisadi İşletmeler Genel Müdürü İsmail Aktaş da katıldılar. Sektörel değerler Konuşmasına sektörel verilerle başlayan Karayormuk, GSMH içinde ulaşımın payının yüzde 13, bu pay içerisinde karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün payının ise yüzde 20 olduğunu (Toplamda yüzde 2,6) söyledi. TÜİK verilerine göre sektörün istihdam ettiği insan sayısının 400 bin göründüğünü, ancak sektördeki istihdamın 500 bin kişi olarak hesaplanmasının daha doğru olacağını söyleyen Karayormuk, karayolu yolcu taşımacılığının toplam ulaşım içerisinde yüzde 97’lik paya sahip olduğuna dikkat çekti. Karayormuk bu rakamın yüzde 51’ini özel araçlarla, yüzde 47’sini ise otobüslerle sağlanan ulaşımın oluşturduğunu vurguladı. Karayormuk, “Ulaşımdaki toplam yatırım değeri 30 milyar lira civarlarındadır. Karayolu taşımalarının yatırım değeri ise 18 milyar liraya ulaşmaktadır” dedi. Bireysel otobüsçünün şansı yok Karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün havayolu, hızlı tren ve deniz taşımacılığının gelişimini dikkate alarak, kombine taşımacılığı mutlaka değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Karayormuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektör, gelişimini sürdürmek için yeni modeller ortaya koymak zorunda. Ülkemizde küçük işletmelerin toplam işletmeler içindeki oranı yüzde 96. Bireysel otobüsçünün sektörün bu yapılanması nedeniyle başarılı olma, işini sürdürme şansı yok. Ayrıca sektörün dağınık yapısı, küçük işletmelerden oluşması da, özellikle yabancı yatırımcıların bu yapı içine girmekten çekinmesine neden olması bakımından bir şanstır. Nitekim İDOBÜS projesi içinde yer alan yabancı ortağın karayolu taşıma ayağını bir Türk işletmesine pas etmesinin sebebi de budur.” Sektörün önündeki fırsatlar Yrd. Doç Dr. Kemal Karayormuk, sektörün önündeki fırsatları da şöyle sıraladı: “Yerli ve yabancı turist sayılarının artıyor olması sektör için bir fırsattır. Türkiye’nin Avrupa otoyolları içinde yer alıyor olması da sektörün gelişimi açısından bir fırsattır. AB müktesebatında ilerleme sağlanamaması, sektörün bu müktesebata uygun olarak yapılanması için gerekli olan zamanı kazanması, AB’deki gelişmeleri görüp öğrenmesi açısından da bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Ülkemizde ve çevremizdeki ülkelerde yaşanan ekonomik büyümeler, sektörün kısa mesafeli yolcu taşıma işine girmesi, kombine taşımacılığa uygun olarak yapılanması, e-bilet uygulaması sektörün gelişimi sürecindeki diğer fırsatlar olarak kabul edilmelidir. Hatta kurumsallaşamamak bile sektörün bugünkü durumu nedeniyle bir fırsattır. Kurumsallaşma arttığı takdirde sektörün bugünkü haliyle hayatiyetini sürdürmesi yani birçok küçük işletmenin ayakta kalması mümkün olmazdı. Sektörün önündeki diğer fırsatlar ise, diğer ulaşım modellerinin mutlak surette tamamlayıcısı olması, en organize olmuş ulaşım modu olarak faaliyetlerini sürdürmesi, sürdürülebilir bir yapı içinde yer alması, kısa mesafelerdeki rakipsizliği ve çevreci oluşudur.” En büyük tehdit özel araç kullanımının artması Alternatif ulaşım modellerine devlet desteğinin sağlanmasının sektörü tehdit eden unsurlardan biri olduğunu söyleyen Karayormuk, otomobil sahipliğinin artmasının da sektör açısından çok ciddi bir tehdit yarattığına dikkat çekti. Karayormuk, “Alternatif ulaşım modelleri, belgesiz taşımacılık, A1 belgeli taşımalar, manevi tazminatların hala sigorta poliçeleri kapsamına alınmaması, sektörün kendi içerisindeki yıkıcı rekabet, maliyet baskısı ve bu baskı sonucunda kaçak akaryakıt ile 10 numara yağ kullanımı da sektörü tehdit eden önemli etkenlerdir” dedi. Sektöre girişlerdeki kolaylık sektörün zayıflılığı Aynı zamanda TOBB’un akademik danışmanı olarak da görev yapan Yrd. Doç Dr. Karayormuk sunumunda sektörün zayıflılıklarını da maddeler halinde anlattı. AB ülkelerinden 6 kat daha fazla kaza riski sonucunda trafik güvenliğindeki yüksek riskin sektörün en önemli zayıflığı olduğunun altını çizen Karayormuk, iki otobüs alacak kadar parası olan bir kişinin sektöre kolayca girebilmesini de sektörün önemli zayıflığı olarak nitelendirdi. Karayormuk sektörün diğer zayıflıklarını da şöyle sıraladı: “Şehir içi yolların, piyasaların sektöre kapanıyor olması, eğitimli insan kaynağı eksikliği, bilimsel literatüre, yazılı belgeye sahip olunmaması, yetersiz sermaye yapıları ve bireysel taşımacılık.” Kötü çocuk arama eğilimi İstedikleri düzeyde başarılı olamayanların sektörde kötü çocuk arama eğilimi içerisine girip, bu sürecin sorumlusu olarak onu göstermesinin sektör açısından önemli bir sorun olduğuna dikkat çeken Karayormuk, “Bilet KDV’sinin diğer turizm faaliyetlerine oranla yüksek oluşu, ÖTV’siz akaryakıt kullanılamaması, firmalar arası ortak taşıma yapılmaması ve belirlenen hatlardaki verimsiz seferler, bazı firmaların cep otogarlarının bulunması, şehir içi servis maliyetleri ve kurumsallaşamamak sektörün diğer önemli sorunlarıdır” dedi. Kurumsallaşma ile büyük şirket olmanın ayrı kavramlar olduğuna dikkat çeken Karayormuk, “Kurumsallaşmada görev tanımları, herkesin hangi görevi yapacağının önceden bilinmesi ve bunun sürdürülebilir olması şarttır. Patronlar her işe karışmak yerine yönetim kurullarında görev yapmalı ve genel müdürlerinden şirketin gelişmesi için alternatifli projeler istemelidir” diye konuştu. B2’deki büyüme hormonlu Karayormuk’un sunumundan sonra söz alan Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Kara Ulaştırması Daire Müdürü Yaşar Asiler, sunumdaki değerlendirmelerin önemine dikkat çekerek, Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesinden sonra bugüne dek geçen 9 yıllık sürede zaaflarını, doğru ve yanlışlarını daha iyi görme şansını elde ettiklerini söyledi. Asiler “A1 taşımalarıyla ayrı bir taşıma alternatifi sunmak istiyorduk. Ama A1 taşımaları planladığımız gibi olmadı. Biz bu taşımaların kaza riski yüksek ve çok da sağlam olmayan araçlarla yapılacağını, şehir içi trafiğini olumsuz olarak etkileyeceklerini düşünmemiştik. A1 belgesinden pişmanız” dedi. Asiler, KTK’na göre verilen belge sayılarında da sektörün içinde bulunduğu şartlar sonucunda hızlı değişimler olduğunu söyleyerek, “Otobüslerdeki doluluk oranları ve maliyetlerindeki hızlı artış B2 belgesine olan talebi arttırdı. B2 belgeli firma sayısındaki büyüme hormonlu bir büyümedir” diye konuştu. |
2619 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |